Bazı insanlar vardır, nereye giderse gitsin, neye bakarsa baksın, kimle konuşursa konuşsun hep değersizmiş gibi davranır. Arkadaşlarının yanına gitse bile kendini yabancı hisseder, uzaklaşır, kendi içinde yargılar konuşmaları… Ya da ailesinin yanına gider hep negatif taraftadır gözü. Dikkati hep alamadıklarındadır. Kendisi için güzel hayalleri bile kurmaktan imtina eder, çünkü kendisine yakıştıramaz, gerçekleşeceğine dair umudu olmaz.
İşte değersizlik duygusu kişinin kendisini diğer insanlardan daha değersiz bir varlık olarak algılamasına neden olur. Kendini değersiz hisseden kişi, yeteri kadar kendisini önemli görmez, yetersiz bulur hem toplumda hem de yakın çevresinde kendisini geri planda kalmış hisseder.
Ayrıca kişinin özsaygısı da olumsuz etkilenir. Çünkü kendisine olan inancını yitirir, olumsuz düşünce ve duygularının etkisinde kalır. Genellikle değersizlik hissi çok yoğun olduğunda kişi sosyal ortamından ve sosyal iletişiminden geri çekilme eğilimi gösterir. Bu durum kişinin kendine olan güvenini de olumsuz etkilemeye başlar. Çünkü yakın ilişkilerinden de kaçma eğiliminde olur. Ayrıca en ufak yaşadığı bir durumda takdir edilmediğini, beğenilmediğini düşünebilir. Bu durum sosyal açıdan mesafe almasına neden olabilir.
Aynı zamanda kişi kendisine değer görmediği hakları başkasına daha çok tanır. Genellikle çevresine ‘aşırı verici’ olan roldedir. Yardım etmek her zaman yapması gereken bir görevmiş gibi düşünür. Ancak bu rolü daha çok yakın olmadığı kişilere karşı gösterebilir, aile içerisinde kendini daha rahat gösterdiğinden bu rol değişebilir. Çünkü aile içerisindeki bireyleri kendi uzantısı gibi görme eğilimi fazladır.
Değersizlik inancı yüksek olan bireyde gurur sistemi de mantık dışı gelişmiştir. Çünkü yaptığı hataları kendine yakıştıramaz ve neden öyle davrandığını anlamak yerine sürekli kendisini eleştirir, yargılar. Kendisini sürekli başkalarıyla kıyaslamak zorunda hisseder. Bu nedenle ufak eleştirileri özüne kabul etmekte zorlanır.
Aslında insanların varoluşuna baktığımızda daha bebeklikten itibaren eksiklik duygusu ile dünyaya geliriz. Çünkü insan zaten çocukluk döneminden itibaren yaşamına çaresizlik içerisinde başlar. Minicik bedeniyle bir başkasına muhtaçtır, her şey kocamandır, büyükler direktifler verirler, birçok şeyi öğrenmek zorundasındır. Tüm bu durum eksiklik duygusuna yol açar ancak aynı zamanda da eksiklik duygusu insana büyürken katkı sunar. Çünkü bireyin gelişimi için önemli bir motivasyondur. İnsanlığın gelişimi için, dikkatini odaklayabilmesi için, hedeflerini gerçekleştirebilmesi için katkı sunar.
Ancak değersizlik inancı normal olan eksiklik hissinden daha farklıdır. Çünkü bireyi daha fazla şeyler yapmaya ve yaratmaya güdülemediği gibi bir kısır döngünün yaşanmasına neden olur.
Değersizlik İnancının Nedenleri Nelerdir?
Çocukluk Deneyimleri:
Yaşamımızdaki ilk kök deneyimlerimiz kendimizle ilgili olumlu ve olumsuz inançlarımızın temelini oluşturur. Bu noktada ilk bakım verenlerimiz olan anne ve babamızla yaşadıklarımız, davranışlarımıza karşı tavırları, duygularımızı kapsayıp kapsamamaları, zorlu deneyimlerde nasıl başa çıktıkları gibi durumlar bizlere hayata ve kendimize dair inançlarımızı oluşturur.
Genellikle değersizlik inancının kökeni de çocukluk deneyimlerimizden gelir. Çocukluğunuzu düşündüğünüzde size değer verilmediğini, duygularınızın anlaşılmadığını, fikirlerinizin dikkate alınmadığı veya beyan etmek için özgür bir ortam olmadığını düşünüyorsanız değersizlik hisleriniz çoğunlukla sizinledir. Ayrıca çocukluktan bu yana sürekli maruz kalınan yıkıcı eleştiriler kişinin özsaygısını ve özgüvenini olumsuz etkiler. Aynı zamanda kıyas edilmek, duyguların önemsenmemesi gibi durumlar da kişide değersizlik inancını oluşturur.
Değersizlik inancı çocuğun maruz kaldığı deneyimlerle oluşabildiği gibi çocuğun ebeveynlerinden gördüğü bir davranış biçimiyle de öğrenebilir. Örneğin evde bakım verenlerden birinin kendini öncelik etmemesi, geri planda kalması, hep başkalarını önceliklendiren, kendine değer vermeyen bir ebeveynle de büyümek çocuğa aile ortamında genel bir değersizlik inancını öğretebilir.
Kendine Dair Negatif Düşünceler
Kişi kendine dair olumsuz düşüncelere sahip olduğunda her durum veya ipucunda değersizlik inancı tetiklenebilir. Örneğin kişi ‘ben değerli değilim, başkaları benden daha değerli’ gibi bir inanca sahip olduğunda değersizlik inancı daha çok pekişir, kişinin kendisini önemsiz hissetmesine neden olur.
Ayrıca kişi genellikle kendini başkalarıyla kıyaslama eğiliminde olur. Bu kıyaslama genelde kişiyi daha önemsiz, daha az başarılı, daha az becerikli hissetmesi ile sonuçlanır. Genellikle bu inanç yetersizlik inancını da beraberinde getirir. Kişi devamlı kendisini başkalarıyla kıyasladıkça ve yetersiz gördükçe bununla baş edebilmek için mükemmeliyetçi bir bakış açısı geliştirir. Her durumda kendinin en iyi versiyonunu ortaya koymaya çalışır. Ancak kişi bunu başaramadığında ya da yaptığı en ufak hata da kendini yargılar ve daha çok değersiz hissetmesine neden olur.
Değersizlik İnancı Hangi Ruhsal Sorunlara Yol Açabilir?
Öz saygı ve özgüven eksikliği
Depresyon
Kaygı bozuklukları
Sosyal çevreye izole olma
İkili ilişkilerde problemler
Fiziksel rahatsızlıklar
Okul veya iş hayatında engeller
Zararlı alışkanlıklar
Öfke problemi
Uzun vadede intihar düşünceleri
Değersizlik İnancı ile Nasıl Başa Çıkılır?
Kendini Kabul Etme: Kendinizi eleştirmek, yargılamak, kıyaslamak yerine kendinizi sevmeyi ve takdir etmeyi deneyin. Çünkü kendinizi olduğu gibi kabul etmediğinizde kendinizi de sevmemeye ve değer vermemeye başlarsınız. Kişinin kendisini kabul etmesi ile kendine öz şefkat geliştirmesine katkıda bulunur. Böylelikle kişi yaptığı hataların normal olduğunu, alması gereken dersleri kendine hatırlatırken daha ılımlı ve kapsayıcı bir şekilde yaklaşacaktır.
Olumlu İnançlar Geliştirme: Kendinizi değersiz hissettiğinizde olumlu bir şekilde desteklemeyi deneyin. Kendinize ‘yapamıyorum, beceremedim, değersizim’ gibi sözler söylemek yerine olumlu düşünceler söyleyebilirsiniz. Örneğin ‘henüz yapamıyorum, deniyorum, olduğum halimle iyiyim’ gibi. Kendinizin güçlü yönlerini hatırlatabilir, tıpkı aynı hisleri arkadaşınız hissettiğinde ona destek verdiğiniz gibi kendinize destek olmayı deneyin.
Hatalar Normaldir: Hayatın içerisinde hatalar yapmanın insana öz olduğunu kabul etmek size yardımcı olacaktır. Hatalar yapmak aynı zamanda size tecrübe edinme fırsatı sunarak hayata karşı daha dayanıklı kılar. Kendini geliştiren ve ilerleyen kişiler genellikle hatalar yapan ancak hatalarından ders çıkarıp tecrübe kazanan insanlardır. Aksi takdirde kendinize hata yapma fırsatı vermeyip mükemmeliyetçi bir tutum sergilediğinizde kendinizi daha değersiz ve yetersiz hissetmeniz olasıdır.
Kaynaklarınızı Güçlendirin: Size iyi gelen, yanındayken kendinizi iyi hissettiğiniz arkadaşlarınız, aile bireylerinizden destek isteyebilir, duygularınızı paylaşabilirsiniz. Ayrıca size iyi gelen yapmaktan hoşlandığınız hobileriniz, düzenli spor aktiviteleriniz, ilgi alanlarınıza yönelmeniz ile kaynaklarınızı güçlendirebilir, size bu konuda destek olmalarını sağlayabilirsiniz.
Bir Uzmandan Yardım Alın: Değersizlik inancınız hayatınızın her alanında sizinle birlikteyse yaşadığınız yoğun duygularınızı yönetme becerinizde, geçmişte yaşadığınız olayların bağlantısı ile travmalarınızı çalışarak bugününüzü iyileştirmenizde size fayda sunar. Uzman desteği ile daha sağlıklı ve olumlu inançlar geliştirebilir ve kendinizi daha değerli hissederek yaşam sürmenize destek olur.